Sırf insanlık olsun diye öksüz bir çocuğun göbek bağını gömen ihtiyar gibi usulca gömdüm gönül bağımı; adliye bahçesinde çıplak bir ağacın dibine.Yalnızca yaşanmışlığın yıpranmışlığını taşıyan bedenler gömülmez ki toprağa.Fazladan alınacak bir ekmeği,doğmayacak çocuklarımı, avuçiçlerini gömdüm ben de.Uslu dur demişti hakim,aptal bir bulmacanın iki karesini doldurmak ister gibi,uslu uslu yürüdüm.Yoğun yağış uyarısı yapılmıştı haberlerde ama nedense herkes bana ağlıyormuşum gibi bakıyordu.Hoşuma gidiyordu oysa yağan yağmur,çabuk çürürdü toprağa gömülenler.
Devrik cümleler kurallı hale geliyor,moda limanına çarpıp tekrar devriliyor, köpük köpük dağılıyordu. Herşeyini anlatırlardı İstanbulun,ben denizinin köpüğünü severdim. Bu şehirde herkes saralı gibiydi zaten.Yazmaya dair,sevmeye dair,türkçeye dair ne varsa silinip gitti benden. Sarası tutmuş bir Ankaralı çaresizliğindeyim şimdi; benim sadece karalarım var.Sararan ellerim bir şeyler yazmaya çalışıyor ama nafile. 1000 yıl yaşamış gibi hissediyorum kendimi ve hepsini boşa yaşamış gibi. Ben artık cümle kuramıyorum sevgilim,ya da Allahım, ya da herneyim/kimim varsa işte.
İnsan ne için yaşar sorusunun peşinde koştum hep.Ne zaman bulduğumu sansam dağılıp gitti. İnsan nasıl yaşar sorusunu sorma vaktidir şimdi.Bitki gibi-Belki- Gündüzleri uğultuları alıp düş yaparak,geceleri düşleri sigara dumanında atmosfere yayarak.Her ne saçmalıksa işte. Onbin yıllık dünyanın bir noktasıydım ben.Silindim,gitti.
Yirmiocakikibinon
Sabah Beşkırkbeş
Karadeniz oteli
Oda 306
5 yorum:
lordum.... silinmediniz aksine yeniden varoldunuz...
saygılarımla...
bur(a)dasın.. sesin yorgun ama nefesin.. ve hala sen kokuyor kelimelerin..
"Sarası tutmuş bir Ankarlı çaresizliği" nasıl gözümün önünde kendim gibi..
Godsy...Biliyormusun bende yıllar önce şöyle bir not düşmüşüm günlüğüme "Devrik cümleler bile kurallı hale gelirdi, eğer ben kursaydım"...ve devamı vardı ama onu burada yazmayacağım...
P.S: Balistes
balistes:günlüğünü okudum ne var
Yorum Gönder