20110625

Yazın Sonu

Evlendikleri için sevinmek zorundaymış gibi hisseden fakat bu zorundalık yüzünden ne yapacağını bilemediği için arabanın kornasına basarak turlanan sokakların birinde, bi balkon köşesinde yazıyorum bu satırları. Gökyüzü yıldızlı, yaldızını kazısak tanrı çıkacakmış gibi duran kazı kazan misali. Karşı komşum temizlik yapıyor. Her ev kadını gibi tombulca hafiften ve temizliğe başlamadan önce mutlaka baştaki tülbent düzeltilir ritüelini bilen  kadıngillerden.
Bir cumartesi akşamında yalnızsa insan ve alkole,tütüne, acıya doymuşsa mutlaka kendini düşünür. Ben onlarca kadının sevdiğini sandığı adamım.Ben herhangi bir kadını herşeyden çok sevme hakkını daima saklı tutan adamım.Sevdiğinde kavuşamayan, kavuştuğunda ise artık sevilmeyengillerden... Doğu isminde hiç doğmamış bir oğlum ve hep kanserden ölen akrabalarım var. Belki bu yüzden umarsızca sigara içişim. Hoyratlıkla örtmeye çalışacak kadar acemice taşıdığım duygusallığım ve her defasında yeniden yeniden başlayışlarımla meşhurum.Bir keresinde ırmakta avlanırken tutulmuş yavru bi balık için ağlamışlığım var sonrasındaysa hiç o kadar insan olamadım.Tanrıya olan aşkım da diğer aşklarım gibi çok cahilce  ve tanrı cahillerle arkadaşlık etmiyor ve ben nefret ediyorum tanrıdan, yine de sabah namazı galiba dünyadaki herşeyden daha güzel.
Yarabandının kokusunu sevdiğim için sanırdım eskiden, yaralanmaktan bu derece haz alışımı. Oysa yara izleri pek de güzel kokmuyor. Öyle bir lanet ki bu; ne yaralayan, ne yaralanan, ne de kullanılan insan bu ize bakmaktan hoşlanıyor.
Arada aşık oluyorum.Köpek gibi... En son seven ben olmuyorum  hiçbi zaman ama en çok sevme ayrıcalığı hep bende kalıyor.Bunun nesi ayrıcalık o kısmı hiç bilmiyorum.İçe içe artık içkiye neden başladığını unutmuş alkolikler gibi seviyorum. İçkiye tövbe ettiği günün ertesinde siroz teşhisi konan bir adamın çaresizliğinde benim aşklarım.Ben ne zaman sevsem koştur koştur bi heyecan başlıyor yüreğimde. Sanıyorum ki sonsuza kadar mutlu olucağım.Biliyorum aslında ama sanmayı sevdiğimden midir yoksa marazi bir umuttan mı? İşte o kısmını bilmiyorum.Bu bilinmezlik içinde tek emin olduğum hayatımdaki kimseyi defn'demiyorum. Bu gibi günlerde içiyorum ama öyle bişey ki bu daha içmeden sarhoş olduğunu bildiğim gecelerden birini yaşıyorum ve bu yüzden sıralı değil hiçbir şey.Özne nesne yüklemle cümle kurup, giriş gelişme sonuçla biçimlendirmem gerekirken , hep aynı özlemi çektiğim için belki de bu dağınıklık.Bilmiyorum.
Bazen aşık olduğum kadınları sorguya çekmek istiyorum. Beş mayıs öğlen biriçeyrek geçe ben senin yüzünden bir sigara içtim de aslında ben büsbütün kanseri içtim,umrunda mı diye sormak istiyorum. Ya da kuğuludaki bir kavağın soyulan kabuğunda azmettirici olduklarını biliyorlar mı?
Ben sevdiğinde unutamayan adamım.Ben ayrılığın yedisinde,kırkında,elliikisinde, beşyüzelliikisinde zeki mürene mevlüt niyetine hicazkar-ı kürdi eserler okutmaktayım. Tanı beni istiyorum,çünkü bu geceden sonra ben hiç bu adam olmadım, geçmiş zaman eki kullanarak geleceği anlatacak kadar eminim buna.Selam olsun  tüm paydalarıma...

Hiç yorum yok: