20120918

...

Benim aşkım bitti mi?Benim aşkım hiç bitmez mi?Benim sen sanıp sevdiğim kim?Senin ben sanıp sevemediğin?...
kâlû belâ'dan mı tanışıklığımız, elbet bir gün buluşur muyuz yoksa mahşer midir kavuşmamız?
belki bunların hiçbirinde değmedik/değmeyeceğiz birbirimize,
şirk'in cezası cehennem de,
iki cihan yanmanın sebebini söyleyemiyor kimse.
eskiden eskiler Allah adamı taş eder der, dinletemezlerdi.
ama
Allah adamı taş edermiş.
Ağız verir,dil verir,ses verir ama taş gibi lal edermiş.Kolunu kanadını kırar bi dağ başına hapsedermiş.Yel kayadan toz alır derler de kaç kayanın kaç ayakta toz olduğunu kimse söylemezmiş.
Allah
beni
taş etti.Ben hariç herşey oldum ben.
kışın son gününün kardan adamıyım ben,çorak dağın korkuluğu,cennet bahçesinin kara kargası... Fakir evinin tel dolabıyım ben,hep boşa açılan içi görüldüğünde surat asılan,sırt dönülen bolca sövülen...
tahta bi masanın tahta bi ayağı olacakken tutup put yapılan,tapılmayıp kendi haline bırakılan,hiç bişey yapmadan ibrahimi kızdıran,baltalarla parçalanan kör kurtlara lokma yapılanım ben.
Ara dediler bana,aradım bulamadım,kaç dediler kaçtım kurtulamadım,saklan dediler burdayım dedim.Ne aşkı bulabildim,ne aşktan kaçabildim.Ne yaranabildim.
Ben Yusuf'un, Yakup'u Yusuf'tan daha çok seven o adını hiç bilmediğin kardeşiydim.Ne Yusuf'u öldürmeye kıyabildim,ne Yakup'u güldürmeye yetti gücüm.
Bana aşktan bahsetme,
aşk dediğin ben dahil kimsenin bilmediğidir.
Aşk bilinmeyendir diyen biri kıyamete kadar peygamberimdir.
Bana acılardan bahsetme, hiç bir acı öldürmez insanı,keşke öyle bir acı olsaydı.Ne çok kıskanırdı onu diğer acılar.Yıllar boyu her acıyı gülümsemeyle karşılamayı bir halt bildim.
Çok filiz verdim ben.Granit binalar içinde filizlendim,çöle attılar beni çöle inat filizlendim.Ben filizlendikçe budadılar,kesilmekten bıktım vazgeçtim.Pamuklara sardılar,sandım değişti herşey yine filiz verdim.Bi pencere önünde meraklı bi çocuğun oyuncağı olduğumu bilmezdim.Bundan sonra benden açacak yeni bi filiz yalnız beni boğmaya yarar.
Bu saatten sonra kimsenin yanına gidemem ben,unutma kayayım ben.Ellerinde minnet kazmalarıyla gelir sevdiklerim,beni parça parça edip taşımaya kalkarlar.Sonra yetmemesine kızıp bir tarafa atarlar.Her bir parçam ayrı yerde, ne bir yerde olurum ne heryerde.Senin benden koca bir parça almaya gücün yok, tastamam bile olsam bu dünyada bize huzur yok. Biliyorsun bazı insanların içinden umut geçen ihtimallere doğuştan hakkı yok.Dolayısıyla bırak üzüleyim,gözlerim dolu dolu gireyim yatağa, burnumdan boşalan kanla uyanayım.Yunus gibi, ummanlarda sansınlar da bi balığın içinde hapsolduğumu bilmesinler.Bırak düşsün kırılsın,bırak zaten ince olan kopsun.Zulme susanın bağlanmıştır dilleri, zulüm aldığı adı haketsin bari. Bizim değildi zaten o yollar, o ihtimaller, karanlık sokakta ışığı yanan evler. Olur sandık, sofralarda sohbetler, gece vakti ateşi yükselmiş bebekler, balkonda çay,saba makamında gözlerin... Yanıldık.
Bir yanılgının cezası bütün bir ömür sayamayacağın hergün ağır ağır ödenirmiş meğer.Köpekler salınır taşlar bağlanırmış meğer.Musa bile değilken her firavun bizim karşımıza çıkacaksa eğer, bırak herşeyi hayatımız acı çekmeye bile değmezmiş demek ki!
Geçmişime bakarak değil geleceğime bakarak konuşuyorum,yetmişimde değil otuzumda konuşuyorum. Ben böyle olsun istememiştim, bu kadar kahpece olacağını düşünmemiştim.Herşey gibi beni de yarım bıraktınız. Sizin pisliğinizi temizliyorum bedenimde, liğme liğme ediyorum kendimi sizin yerinize. Hakettim ben, her sancısı saklı bir ömüre giderken siz yine de gittiğimi bilmeyeceksiniz.

Hiç yorum yok: