20090407

Zat-ı Şahaneme

Bir dakikalık mutluluklara bir litre kanımı vermeye hazırken,tüm savaşları mermisizlikten kaybetmişken, belirtisiz aşk tamlamalarımı gizli özneler doldurmuşken çıktı ortaya; makedon dağlarından gelen, yüreğime dökülen,incir ağaçlarını seven zat-ı şahanem.Hüznünü neşesiyle örterdi,yüzünü saçlarıyla gizlerdi,ruhumu çıplak ayaklarıyla çiğnerdi,geceleri benden saklı gezerdi,
kırmızıydı,siyahtı,
gündüz şifa,gece zehirdi.Belki bu aşk hiçbiyere gitmezdi.Yine kalırdım sevdiceğim.Ruhuma sen kırıkları batardı.Ben öylece kalırdım.Sırtımdan aşağı bir bıçak inerdi.Olsun yine de değerdi.

Sevmek yenilmekse en tatlısı sana yenilmek.Aşk sözlüğümde ayıp sayılır; sevdim diye sevilmeyi beklemek. Belki mesih yakında gelir,belki bu çağda sevmeler yasak meyvedir.Belki hiçbişey eskisi gibi değildir. Sadri Alışık izlenmez,kimse intizarı ıslığıyla söylemez.Aşk mektupları nartanem diyerek başlamaz.... Yine de tüm bunlar sana aşık olmayanlara bir mazeret sayılmaz.

Ben şimdi aşkınla başka bir haldeyim.Seninle ve sensiz.Yanındayken kral,sensizken fukara.Bir avuç kül ya da zümrüd-ü anka.Bilmiyorum kaç canım var, sonuncusu olsa söyle ne yazar.İçimdeki herşey sana ait, kanlı,ıslak,yarım.Yüreğim adınla sarılı,ellerim serbest, dudaklarım bağlı.

Nartanem,
Dudaklarım omzunda değil çünkü tanrı seni sevmemi şirk sayıyor.Tanrı tek oğlunun sana kurban olmasından korkuyor.Ağır ağır oku: um-rum-da  de-ğil...Nefes alışlarımı tek bir güdü,bir tek an belirliyor.
Koltuğunda bir gece yorgun-argın...Babamın doğumgününü okurken;
gözlerin sayfa kenarından ellerine düşse.Dikkatini çekse tırnağındaki bir parça kazınmış oje.Sana benden,dişlerimden,sevişmelerimizden kalan en güzel hediye.
Aşk kan kanseri gibi.Uyumaya başlayacağım sık sık.Rüyalarıma gireceğin için farketmeyeceğim. Halsiz düşüceğim ikide-bir, ama kuracağım cümle "onu bugün göremedim diye".Yaralar çıkacak vücudumda, sen dokunmadığın için oluyor sanacağım.Saçlarımın dökülmesi bile, başım göğsüne yaslı değil diye.İliklerimi kemirecek sensizlik.Zayıf,çirkin,genç öleceğim.Olsun yüzümde seni sevmemin gururu....Bunlara da hazırım sevdiceğim.Dört tarafı karalarla çevrili ankarada, ankara gibi yalnız, ankara gibi bahtıkara.Tüm alternatif zamanlara hazırım.Yeter ki dudakların hep kırmızı kalsın.Öpücük kondurduğun kalpler hafızamda çakılı kalsın.Ferman sende sevdiceğim.

Elinde bir kalp var:
koy kalbinin üstüne, yeniden atmaya başlasın
ya da 
kaldır at bir köşeye, fahişeler parçalasın.



3 yorum:

Arka Sıra HANEDANI dedi ki...

"Belki hiçbişey eskisi gibi değildir. Sadri Alışık izlenmez,kimse intizarı ıslığıyla söylemez..." Sadri alışık zaten izlenmez, hissedilir...

brk

_zAhİr_ dedi ki...

ne diyim ya ... öylece kalakalmak olur hani..yazamadım hiç birine,buna da yazamam her şeyi..yine de basitce anlatmaya çalışacağım;sen beni anlarsın biliyorum...
her cümlene hayran kalıyorum!

PoLLy dedi ki...

kalbinin üstüne koymayı beceremediğin için elinde kalakalan kalbi, atsan bir köşeye; parçalar mı fahişeler gerçekten, yoksa altın enviye kutularında mı saklarlar, çıkarıp çıkarıp kelimelere doymak için?
ben fahişe olsam, yolda bi kalp bulsam, sevilmediği için atıldığını anlasam; çikolatalarımı sakladığım kutuda saklardım onu da.. hem yaraları kapansın, hem sevilmediğimi unuttursun diye bana...
bu durumda önerdiğin; zalimlikten ziyade büyüklüktür.. fikri kadar bile büyük olamam...